Kırgızistan


         
Yüz ölçümü (km2):
198.500

Başkenti: Bişkek (602.000)

Başlıca Şehirleri: Oş, Karakol, Celal-Abad, Tokmok, Kara-Balta

Komşuları: Kuzeyde Kazakistan, güneydoğu ve doğusunda Çin Halk Cumhuriyeti, batısında Özbekistan ve güneybatısında Tacikistan’dır.

Önemli Gölleri: ülkede 3000’e yakın göl vardır, bunlardan en önemlisi ve aynı zamanda dünyanın ikinci büyük krater gölü olan Issık Gölü’dür.

Önemli Nehirleri: Narın, Tar, Kurşab, Talas, Alay, Çuy ve Kızılsu.

İklimi: Karasal iklim.

Tarımsal ürünleri: Pamuk, yün, ipek, sebze ve meyve, saman ve kenevir.

Sanayi Dalları: Tekstil, gıda, maden ve metalurji end. elektronik, demirdışı metaller, şeker, ipek ve koza işleme, tarım ve iş makineleri, konservecilik.

Nüfus (1994) : 5.000.000

Kadın Nüfusu(%) : 50.7

Erkek Nüfusu(%) : 49.3

Nüfus Dağılımı : % 66.3 Kırgız, %12.7 Özbek, %7 Rus, %2.4 Ukraynalı, %11.6 Diğer.


Kırgızlar, oldukça köklü bir Türk boyudur. Çin, İran, Soğd, Doğu Türkistan gibi memleketler üzerinde etkili olmuşlar ve Hokant Hanlığı vasıtasıyla Osmanlı Devleti ile ilişkiler kurmuşlardır. Çin kaynaklarında adları Hakas veya Keges olarak geçmektedir. Ruslar ise bir müddet Kazaklar'a da Kırgız demişlerdir. Kırgız adının Kırk Oğuz sözünden Kırkız'a dönüştüğü ve "öldürülemez, baş eğdirilemez" anlamlarına geldiği yolunda görüşler vardır.

Kırgızlar'ın ana yurdu Kırgızistan, 1876'da resmen Rusya'nın idaresine girer. Ancak diğer Türk boylan gibi Kırgızlar da zaman zaman Rusya'ya karşı isyan etmişlerdir. Son büyük isyanlardan biri olan 1916 isyanında Kırgızlar'ın bir kısmı Doğu Türkistan'a göç etmek zorunda kalır. 20. yüzyılın başında verilen hürriyet mücadelesinin sonunda 1918'de ilân edilen Türkistan özerk vilayetinin bir parçası olarak kurulan Kırgızistan, Bolşevik kuvvetlerinin Türkistan'ı işgal etmesiyle, diğer Türkistan cumhuriyetleri ile birlikte Rusya Federasyonu'na bağlanır. Ardından 1925'te özerk vilayet, 1926'da özerk cumhuriyet, 5 Aralık 1936'da Sovyetler Birliği cumhuriyeti olur. 70 yıllık Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra diğer Türk cumhuriyetleri ile birlikte 31 Ağustos 1991'de bağımsızlığına kavuşur.

 

EKONOMİK YAPI
 

TARIM

Kırgızistan ekonomisinde tarım kesiminin ağırlığı, milli gelire, istihdam ve ihracattaki payları itibariyle büyüktür. Yüz ölçümü 198500 kilometrekare olan Kırgızistan’ın, toplam yüzölçümünün yüzde 50’sinden fazlası 3000 metre, yüzde 25’i de 4000 metre yüksekliktedir. Çok sayıda yükseltinin oluşturduğu bu coğrafi konum, akarsuların kollara ayrılmasına sebep olmuş ve sonuçta enerji üretimini kolaylaştırmıştır.

ülkedeki başlıca dağlar, Aka ve Fergana dağlarıdır. Kırgızistan’da dağlar genel olarak ülkenin doğu batı kesiminde yer almaktadır. ülkenin en yüksek tepesi 7439 metre yüksekliğe sahip olan Han Tepesi’dir. Fergana dağları, güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda olup, Kırgızistan’ı ortadan keser. Akarsuların mecraları ve aktığı vadiler ülkenin tarım arazisini oluşturur.

Tarım kesiminde, ekilebilir arazi alanının sınırlı olması sebebiyle hayvancılık önemli bir yer tutmaktadır. ülke sulama konusunda oldukça ileri sisteme sahip bulunmaktadır.

Kırgızistan’ın başlıca akarsuları; Narın Suyu, Sırıderya kollarından Tar ve Kurbaş, Amuderya kollarından da Kızıl Su’dur. Dünyanın ikinci büyük krater gölü olan Issık Gölü (sıcak su gölü) Kırgızistan’da bulunur. Bu göl Altay Dağları’ndadır. Turizm açısından da önem arzeden 6202 km’lik Issık Gölü 1609 metre yükseklikte olup, 702 metre derinliğine sahiptir.

Denizden uzak olan Kırgızistan, ovalar ve çöllerle çevrilidir. Coğrafi konumu, ülke iklimini büyük ölçüde etkilemektedir. Dağ etekleri sıcak çöl rüzgarlarının etkilerine maruz kalmaktadır. Yüksek kısımlarda ise, sıcaklık çok düşüktür. Aradaki bölgeler rutubetli olup, daha çok yağış alır. Bitki örtüsünün büyük bir kısmını mera ve ormanlar oluşturur. Tarım arazilerini teşkil eden vadiler batıdaki düzlüklere açılır.

ülke genelinde karasal iklim hakimdir. Günlük ve mevsimlik sıcaklık farkları fazladır. ülkenin yüzde 75’i, yılın büyük bir kısmında kar ve buzlarla kaplıdır. ülke iklimi dağlık bölgelerde ve vadilerde yüksekliklerine göre değişiklik gösterir.

Gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 47’sini oluşturan ve toplam işgücünün 1/3’ünü istihdam eden tarım ve hayvancılık ülke ekonomisinin baş sektörünü oluşturmaktadır. üretilen başlıca ürünler, pamuk, yün, deri, ipek, sebze ve meyvedir.

Kırgızistan arazisinin yüzde 7’si tarım arazisidir. Çalışan nüfusun yüzde 33’ünü barındıran tarım sektörünün genel ekonomiye katkısı yüzde 40 dolaylarındadır. Tarım arazisinin yaklaşık yüzde 70’i (1 milyon hektar kadar) sulanmaktadır.

Başlıca ürünler; hububat, şeker pancarı, patates, kenevir, tütün, sebze ve meyvelerdir. İpekçilik de hayli gelişmiş olup, Orta Asya’nın en büyük ipek koza işleme tesisleri ve ipekli kumaş fabrikası Kırgızistan’da bulunmaktadır.

1994 yılında, 764.8 milyon somluk tarımsal üretim elde edilmiştir. Bu üretimin yüzde 64’ü özel mülkiyete konu olan çiftliklerde, yüzde 30’u devlet çiftliklerinde, yüzde 6’sı da ferdi üretimle yapılmıştır.

1992 yılında, tarım ürünlerinin fiyatı prensipte serbest bırakılmasına rağmen, üretimin yarısı hala devlet sistemi içinde satın alınmakta olup, devlet birçok ürünün başlıca alıcısı durumundadır. Depolama ve işleme tesislerinin mülkiyeti muhafaza edilmektedir.

1990 yılı sonlarında hükümet, devlet ve kollektif çiftliklerinin yeniden yapılandırılması ve özelleştirilmesi ile ilgili bir program başlatmıştır. Özellikle, çiftliklerin mülkiyeti ve yönetim yapısının yeniden düzenlenmesi konularına önem verilmektedir.

Tarımsal reformun uzun vadedeki hedefi, özel ve rekabetçi bir serbest pazarın oluşturulduğu, kaynakların yeterince değerlendirildiği, doğal kaynakların korunduğu ve çiftçi ailelerine yeterli gelirin sağlana-bildiği bir yapılanmanın sağlanmasıdır.

Bu amaca yönelik olarak, devlet çiftliklerinin özelleştirilmesi çalışmalarının tamamlanması için aşağıdaki hedeflere ulaşılması planlanmıştır;

* Nispi fiyatların, uluslararası nispi fiyatlar seviyesine getirilmesi,

* Tarım sektörünün tamamıyla uluslararası girdi ve çıktı ticaretine entegre edilmesi,

* Girdi ve çıktıların pazarlamasının rekabete uygun hale getirilmesi,

* Dar gelirlilere yardım amacıyla küçük çiftçilere kredi ve zirai alet ve makine verilmesi veya başka iş alanları oluşturulması.

Hedeflere ulaşılması için, uzmanlarca, çiftçilik sisteminin kökten değiştirilmesi, girdilerde uygulanacak sübvansiyonların yeniden değerlendirilmesi, uzun vadede kar getirmeyecek çiftliklere yatırım yapılmaması ve nispi fiyatları kötü yönde etkileyecek maliyetlere müsaade edilmemesi, reorganize olmayan işletme ve çiftliklerin kapatılmaları önerilmektedir.
 

HAYVANCILIK

343 solhoz ve 204 kolhoz bulunan Kırgızistan’da, hayvan yetiştiriciliği büyük bir önem taşımaktadır. 8 milyon hektar doğal mera alanı ülkede, meralar daha çok yaylalarda ve alçak dağ yamaçlarında bulunmaktadır.

1990-91yılları arasında tarım ve hayvancılık gelirinin yüzde 66’sını hayvancılık oluşturmaktadır. ülkede 10.5 milyon koyun ve keçi, 1.1 milyon büyükbaş hayvan ve 0.4 milyon domuz vardır. Bunların yanısıra soylu at, tavşan ve kümes hayvanları yetiştirilmektedir.

Hayvancılık alanında et, süt ve mamullerinin yanısıra yapağı da elde edilmektedir. Bu konuda ülke, eski Sovyetler Birliği ülkeleri arasında üçüncü sırada yer almaktadır.

Sovyetler Birliği’nin üretim stratejisine paralel olarak, koyun eti, sığır eti, süt ve yün üretimi 1989 yılına kadar artmıştır. Fakat, 1990’lı yıllarda üretimde düşüşler görülmüştür.

Avcılık, ülkenin iç kısımlarında geniş çapta yapılmakta olup, kürkçülük gelişmiş durumdadır. ülkenin her yerinde geniş yayla meraları bulunduğu için, arıcılık bir hayli gelişmiştir ve yüksek kalitede bal üretilmektedir. Uygun bir ortam oluşturulan akarsularda ve göllerde de balıkçılık yaygın şekilde yapılmaktadır.
 

ENERJİ

Enerjisinin büyük kısmını ithalatla karşılayan Kırgızistan’ın enerji tüketimi, sanayi yapısına ve kişi başına düşen gelire oranla bir hayli yüksektir. Enerji tüketiminin yarıdan fazlası petrol ve doğal gazdan oluşmaktadır. Kişi başına düşen enerji tüketimi yaklaşık 0.175 TEP’dir. Hidroelektrik enerjinin tamamı, kömürün ise büyük bir kısmı yurt içinden temin edilirken, petrol ve doğal gaz ihtiyacının önemli bir bölümü ithalatla karşılanmaktadır.

Hidroelektrik enerji, Kırgızistan’ın en önemli enerji kaynağıdır. Hidroelektrik enerji üretiminin en yüksek seviyesine, nispeten daha az enerji ihtiyacı duyulan yaz aylarında ulaşılmaktadır.

Enerji üretim seviyesinin, reform hareketlerinden önceki seviyeye, ancak önümüzdeki on yılın sonunda gelebileceği, aynı paralelde enerji fiyatlarındaki relatif yükselme eğiliminin de, ithal enerji fiyatları uluslararası seviyeye ulaşıncaya kadar devam edeceği tahmin edilmektedir.

1996 yılında Kırgızistan’daki elektrik enerjisi üretimi yüzde 11.4 oranında artmıştır.

Kırgız Hükümeti, kalkınma planlarına, 2010 yılında bitmek üzere 6800 MW’lık bir hidroelektrik santrali yapımı işinin dahil edilmesini teklif etmektedir. Planlar 2010 yılında faaliyete geçmek üzere, yeni bir tesisin yapılmasını öngörmektedir. Bu kapsama Kulanak, Kokomera, Yukarı Narın, Kambarata ve Aşağı Narın’de bir seri hidroelektrik santralinin yapılması da dahil edilmiştir.
 

PETROL VE DOĞAL GAZ

Kırgızistan’ın petrol ve gaz yatakları Fergana vadisinin kuzeydoğu kesiminde yer almaktadır. Bu yataklar petrol ve gaz oluşabilecek şekilde tabakalıdırlar. Bunlar; petrol (Chyghysh Izbackent), gaz (Kızıl-Alma ve Suzak) ve gaz buharı (Tunduk Kracakum)’dır.

Jeolojik ve jeofizik verilere ve ayrıca jeodinamik analizlere dayanarak oluşturulan modele göre, bilim adamları Chyghysh-Chu, Aksay, Narin ve diğer dağlık çöküntülerde önemli miktarlarda hidrokarbon hammadde yataklarının olabileceğini tahmin etmektedirler.

1994 yılında dağlık çöküntülerde petrol ve gaz aranmasına yönelik jeolojik çalışmalar hız kazanmıştır. Doğu Çuy, doğu Issık-Kul ve Aksay dağlık çöküntülerinde geniş petrol ve gaz rezervleri bulunduğu tahmin edilmektedir.

Hükümet, 1994 yılından başlayarak; güneş, rüzgar, jeotermal ve mini hidroelektrik santralleri gibi konvansiyonel olmayan enerji kaynaklarından üretim sağlamayı öngören bir politikayı uygulamaya koymuştur. Yerleşim bölgelerinde güneş enerjisi kullanımı, jeotermal enerji üretimi, rüzgardan elektrik üretimi ve küçük hidroelektrik santraller bu politikanın en önemli öğeleridir.
 

MADENCİLİK

Kırgız Cumhuriyeti’ne ait madenler ulusal mülkiyettir ve alım satım taahhüt altında değildir. Madenler, alıcılara kullanılmak üzere verilir. Karşılığı ise, yatağın endüstriyel olarak işletilmesi sırasındaki ekonomik değeri esasa alınarak, taksitler halinde tahsil edilir.

Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti madenlerin idaresine yönelik fonksiyonlarını (madenlerin korunması ve kullanılması ile ilgili olan) devlet adına Kırgız Devleti Jeoloji Komitesi (KSCG)’ne devretmiştir.

ülkenin dünyada eşine ender rastlanır bir jeolojik konumu vardır. Kırgızistan, Ural Moğolistan ve Alp-Himalaya gibi yeryüzünün iki büyük kıvrım kuşağının sınırında yer almaktadır.

Kırgızistan topraklarında 115 çeşit mineral yatağı ve zuhuru ortaya çıkarılmıştır. Devletin hammadde kaynak stoklarında 1000’den fazla endüstriyel yatak ve cevher zuhurları olmakla birlikte, 17000’den fazla doğal mineral hammadde ocağı mevcuttur.

Günümüzde devletin 250’den fazla maden araması yapılmış ocağı bulunmaktadır. Kömür, petrol, gaz, demir dışı ve nadir metaller (bakır-kurşun-çinko-antimuan-kalay-volfram v.b.), altın, nadir toprak ve radyoaktif elementler, çeşitli tipte yapı malzemeleri, kimyasal ve cevher içeren kayaçlar, diğer hammaddeler, yarı değerli taşlar, yeraltı tatlı ve sıcak mineralli su kaynakları mevcuttur.

Kırgızistan’da Kumtor, Jerur, Makmar, Taldibulak, Levoberezni’de ve Akyüz-Bordu cevher bölgelerinde küçük ve orta ölçekli altın kaynakları mevcuttur.

ülkede madencilikle ilgili çalışan yabancı yatırımcılar ve yerel madenci müteşebbislerin yardımları ile altın yataklarının hızlanan endüstriyel gelişimi, ülkede üretilen altın miktarının artmasında etkili olacaktır.

Kırgızistan’da Kumtor altın madeninin tam kapasiteyle çalışmaya başlamasıyla ülkenin toplam iç üretiminin yaklaşık yüzde 5 artabileceği belirtilmektedir.

Büyük altın yatakları, altın-bakır, altın-kobalt, altın-antimuan, altın-polimetal vb gibi bileşik cevher yataklarında yoğunlaşmıştır.

Gelecek 3-4 yıl içinde yürütülecek jeolojik araştırmalarla keşfedilecek altın yatakları için bazı verilerin olması ve ayrıca ülkede 1.5-2 ile 15-20 tonluk tahmini rezervi bulunan bazı altın yatak ve zuhurları anahtar bir rol oynamaktadır.

Kırgızistan’da önemli miktarlarda demirli metal, demir ve Titan-yum yatakları bulunmuştur. Ancak bunlar henüz işletilmiş değildir. Endüstriyel olarak işletilmek için en ümit verici olanı demir yataklarıdır.

Alüminyum, bakır, bizmut, kalay, volfram, civa ve antimuan yatakları, demir dışı ve nadir metallerin hammadde tabanını teşkil eder. yüzde 20-22 alüminyum oksit içeren Sandık ve Zardanek yataklarındaki nefelinli siyenitler, alüminyum üretimi için kullanılabilirler. Bu yatakların rezervleri önemli miktarlara ulaşmaktadır.

Kırgızistan eski Sovyetler Birliği’nde başlıca civa üreten devletti. Haydarkan civa işletmesi, incelenmesi tamamlanmış olan Haydarkan, Çauvi, Novoe ve Çonkoi yataklarından çıkarılan cevheri kullanmaktadır. Toplam civa rezervi 45000 tondur.

ülkede, yüksek şifa özelliklerine sahip bol miktarda termal ve maden suyu kaynakları mevcuttur. Bu sulardan, bir çok sağlık merkezi ve otellerin (Calal-Abad, Jety-Oğuz, Işık-Ata ve Teploklyuchenlea gibi) bulunduğu Issık ve Celal-Abad bölgelerinde etkin şekilde faydalanılmaktadır. Arashan, Kara-Şoro, Aksu ve Frunze’deki maden suları şişelenip satılmaktadır.

Antimon Kırgızistan’da geleneksel bir mineraldir. Bağımsız devletler Topluluğu’ndaki yegane antimon işletmesi Kırgızistan’dadır.

Kalay ve kalay-volfram mineralizasyon birimlerine Sarıcaz cevher bölgesinde rastlanmaktadır.

Kırgızistan’da madencilik ve metalurji işletmesi nadir toprak element cevherini Kutesai yatağından almaktadır. Açık işletme yönetimi ile elde edilen cevherin yıllık üretimi 250000 ton civarındadır.
 

SANAYİ

Kırgız Cumhuriyeti’nin ekonomisinde tarımdan sonraki ikinci büyük sektör sanayi sektörüdür. Ancak, tarım ve yeraltı kaynaklarının işlenmesine yönelik bir takım sanayiler kurulmuş ve gelişme göstermiştir. Özellikle gıda sektöründe önemli gelişmeler gözlenmiştir. Kırgızistan’da gıda sanayi ve konservecilik alanında Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri arasında dördüncü durumdadır.

Ekonominin oluşturduğu zor koşullar, doğal olarak sanayi sektörünü de olumsuz etkilemiştir. Finansman yetersizliği, hammadde ve malzeme sıkıntıları ve eski teknoloji sorunları ile karşı karşıya olan Kırgızistan’ın sanayi üretiminde, geçmiş yıllarla kıyaslandığında sürekli bir düşüş gözlenir.

Kırgızistan’ın yamaçları ormanlarla kaplıdır, bu da yüzölçümünün yüzde 3.7’si civarındadır. ülkenin 600.000 hektarlık tarım arazisinde ceviz ağacı ekili olup, ağaçların kerestesinden de yararlanılmaktadır.

Kırgızistan’da hafif sanayi kesimi ekonomide büyük yere sahiptir. ülkede bu alanda faaliyet gösteren 125 kuruluş vardır. Tekstil sektöründe çok sayıda fabrika ve birlik (holding) vardır. üretimin bir bölümü ihraç edilmektedir. Örneğin saf yünden iplik veya ipliklik yün gibi.

Elektrik makinelerini, Elektrik Makinaları Kurumu üretmektedir. Kurumun 11 fabrikası vardır. İnşaat malzemeleri (kiremit, tuğla, boya, sıhhi tesisat) üretim tesislerine büyük ihtiyaç duyulmaktadır. Ekmek ve unlu mamuller sanayii ise gelişme göstermektedir.

Toplam sanayii üreti içinde, hafif sanayi, gıda sanayi ve makine üretim sanayi üretimi yaklaşık yüzde 80’e ulaşmaktadır. Gıda sanayi ve hafif sanayi üretimi bu oranın yüzde 60’ını bulmaktadır. Bu da sanayi kesiminin henüz tüketim malları ağırlıklı bir yapı arz ettiğini göstermektedir.

Kırgızistan’da sanayinin en büyük sorunu Rusya’ya bağımlı olmayı gerektiren koşullardır. Çünkü mevcut sanayinin idamesi için (yedek parça v.s. açısından) Rusya’ya bağımlılık söz konusudur. Aksi halde üretimin durması tehlikesi ile karşı karşıya kalınılabilir. Sanayi girdilerinin diğer ülkelerden sağlanması ekonomik güçlükler meydana getirmektedir.

Uygulanmaya çalışılan özelleştirme politikası sonucunda istihdam problemleri ortaya çıkmaktadır. Ayrıca üretim teknolojisi bakımından da çağın çok gerisinde kalınmıştır. Tüm bu olumsuzlukları doğal sonucu olarak da sınai üretim azalma göstermiştir.

1996 yılı için toplam sanayi üretimi, bir sonraki yıla göre yüzde 10.8 oranında artarak değeri 9.9 milyar som olmuştur. 1997’nin ilk ayında geçen yılın aynı dönemine göre sanayi üretiminde yüzde 28.8 oranında bir artış gerçekleşmiştir.

Kırgızistan’da 1996 yılında yatırım miktarı geçen yıla göre yüzde 18 artarak 4.2 milyar som olmuştur. üretim amaçlı olmayan yatırımların toplam yatırım miktarı içindeki payı sadece yüzde 9.4 idi. üretime yönelik yatırımların yüzde 61’i demir dışı metalürji sektörüne, yüzde 16’sı elektrik sektörüne yapılmıştır.
 

ULAŞIM

Kırgızistan’daki mevcut ulaşım sistemi yeterli değildir. Tüm alt sektörler itibarı ile geliştirilmesi gerekmektedir.

Kırgızistan’da taşımacılığın belkemiği karayolu ağıdır. Şehir içi ve şehirlerarası yolların uzunluğu 23000 km’dir. Yolcu taşımacılığının yüzde 87’si, yük taşımacılığının ise yüzde 94’ü, karayolu ile yapılmaktadır. Karayolu ağı, ülke ekonomisi ihtiyaçlarını karşılamak açısından yetersiz kalmaktadır.

Kırgızistan ekonomisi taşımacılık ağırlıklıdır. Karayolu trafiği çok yoğun olmamakla beraber, günde 15000 taşıtın geçtiği yollar olduğu gibi 10000 aracın geçtiği tali yollar da vardır.

Ulaştırma sektöründe, özelleştirme potansiyeli oldukça yüksek olup, öncelik, karayolu taşımacılığına ve yol inşaasına verilmektedir.

Ekonomi yeniden yapılandıkça ve enerji fiyatları yükselmeye devam ettikçe, taşımacılığa talebin azalacağı tahmin edilmektedir.

Demiryolu ulaşımı açısından çok yetersiz bir durumda olan Kırgızistan’da sadece 340 km’lik demiryolu, Kazakistan üzerinden Rusya’-ya devam etmektedir.

Kırgızistan’da havayolu yolcu taşımacılığında önemli bir gelişme mevcuttur. ülke genelinde Bişkek ve Oşâ€™ta iki büyük havaalanı ve çok miktarda mahalli havaalanları bulunmaktadır.
 

TURİZM

Kırgız Cumhuriyeti Devleti Başkanı Askar Akayev ülkenin bağımsızlığına kavuşmasından sonra yaptığı bir açıklamayla, turizmin ülkenin ekonomisine en önemli katkıyı yapacak öncelikli sektörlerden birisi olduğunu belirterek, turizm sektörüyle ilgili olarak siyasi iradeyi vurgulamıştır.

Gerçekten de ülkenin karşılaştırmalı üstünlükleri arasında yer alan turizm sektöründe dağcılık, tatil, kültür ve sağlık turizmi başlıca faaliyetler arasında gelmektedir. Bugüne kadar mevcut potansiyelin küçük bir kısmı kullanılmış olan Kırgızistan’da doğasının kirlenmemiş olması, özgün kültürel özelliklerini halen koruyor olması ve halkının misafirperverliği ülkeyi uluslararası düzeyde önemli kılmaktadır.

Issık Göl sahilinde yer alan çok sayıdaki dinlenme ve sağlık tesisleri Kırgızistan’ı bağımsızlığını kazandığı 1991 yılına kadar Sovyetler Birliği’nin başlıca tatil turizmi merkezlerinden birisi yapmıştır. Bu zamana kadar özellikle Orta Asya ve Sibirya bölgesinden gelen yaklaşık 600.000 turist Kırgızistan’da 289 konaklama tesisinde tatil yapmaktaydı.

Bunun yanısıra, yüzde 85’ini Doğu Bloku ülkelerinden gelen turistlerin oluşturduğu yaklaşık 10.000 (geri kalanı Batı Avrupa ülkelerinden) dolaylarındaki turist ise özellikle dağcılık ve sağlık turizmine ilgi göstermekteydi..

Kıgızistan bağımsızlığını kazandıktan sonra turizm hareketinde büyük değişmeler gözlenmiştir. En önemlisi, Sovyetler Birliği ülkelerinden yaz tatili amacıyla, gençlik ve izci kamplarına gelen turist sayısında büyük azalmalar görülmüş, buna karşın iş amacıyla Batılı ve çevre ülkelerden dafa fazla turist gelmeye başlamıştır.

İlave olarak, Kırgızistan’dan da "bavul ticareti" amacıyla yurt dışına çıkan Kırgız vatandaşların sayısında bir artış görülmüştür..

Hiç kuşkusuz Kırgızistan dağcılık turizmi açısından dünyanın en başta gelen ülkelerinden biridir. ülkenin büyük bir kısmı dağlarla kaplı olup, denizden ortalama yüksekliği 2750 metredir. ülke dağlık alanların büyük bir kısmı Tanrı Dağları’ndan, bir kısmı ise Pamir Dağları’nda oluşmaktadır.

Kırgızistan’ın genel bitki örtüsü orman, makilikler, bozkır, step, çayır ve su bitkileri oluşturur. ülke topraklarının yüzde 4.2’si orman, çayır ve maki topluluklarından oluşur. Bitki örtülerinde başlıca görülen tür ise çam, ceviz, şam fıstığı, huş ağacı, akağaç ve kavaktır. Güneybatı Tien-Shan’da bulunan ceviz ormanı özel bir öneme sahiptir.

Kırgızistan’da bulunan irili ufaklı 2.000 göl arasında Issık-Göl (sıcak göl) en önemlisidir. Issık-Göl 6.200 kilometrekarelik yüz ölçümüyle dünyanın 23. büyük gölüdür. Su seviyesi 1609 m. olup, 668 m. derinliğiyle dünyanın en derin göllerinden birisidir.

Kırgızistan’ın sağlık turizmi açısından da değerli termal kaynaklara sahiptir. Bunların başlıcalarını ise tedavi edici nitelikte çeşitli mineral su ve çamur kaynakları oluşturmaktadır. Bu potansiyeli değerlendirmek üzere, özellikle Issık-Göl çevresinde içerisinde sağlık personelinin de hizmet verdiği nitelikli tesisler yapılmıştır.

Son yıllarda giderek ilgi gören turizm türlerinden biri de trek-kingdir. Kırgızistan çok çeşitli trekking güzergahlarına sahiptir.

Kırgızistan’ın sahip olduğu büyüklü küçüklü 40.000 dere ve ırmağıyla rafting için çok iyi şartlar bulunmaktadır. ülkenin en büyük iki ırmağı olan Çuy ve Narın ise boyutları itibarıyla bu spora daha uygundur.

Kırgızistan’ın kış sporları arasında mukayeseli olarak üstün olduğu faaliyetlerden birisi, kayakçıların helikopter tarafından kayak pistine götürülüp getirilmesiyle yapılan helikopter kayağıdır. Kırgızistan helikopter kayağı için Avrupa ve Japonya’dan turist çekebilme gücüne sahiptir.

Kırgızistan at sporları açısından da son derece iyi bir potansiyele sahiptir. ülkede çok sayıda atın bulunması , doğasının at gezintileri için uygun olması, halkın atçılık üzerine büyük bir kültür ve geleneğe sahip olması, bu potansiyelin başlıca nedenleri arasında sayılabilir.

Kırgızistan’ın turizm potansiyeli arasında avcılık da önemli yer tutar. ülkede 72 farklı bölgede 4.3 milyon hektarlık bir alanda sportif amaçlı avcılık ve balıkçılık yapılmaktadır.

Kırgızistan’ın çeşitli bölgelerinde M.Ö. 2.000-3.000 yıllarında yapılmış olduğu tahmin edilen, kaya üzerine figüratif resimlere rastlanmaktadır. Bu kaya resimleri genellikle çeşitli hayvanların avlanma sahneleri ile kullanılan arabaları ve dini törenleri tasvir etmektedir.

Kırgızistan’ın bir çok yerinde “Balbal” olarak adlandırılan ve Türk savaşçılarını canlandıran taş insan figürlerine rastlanmaktadır. M.Ö. 7. yy. ile M.S. 2. yy. arasında Kırgızistan topraklarında yaşamış olan İskitler tarafından yapılmış olan mezarlar ve bu mezarların oluşturduğu kabristanlar da Kırgızistan’ın önemli tarihi değerleri arasında bulunmaktadır. Bugün Çuy vadisinde, Sokuluk, Moskovski ve Kemin bölgelerinde rastlanan mezarların boyları 6 metreye kadar uzanmaktadır.

Bişkek’in 60 kilometre doğusunda ve Tokmak’ın 12 kilometre güneyinde yer alan Burana Minaresi ülkede görülmesi gerekli en önemli tarihi eserlerden biridir. 14.yy’da varlığını sürdürmüş olan ve 30 kilometrekarelik bir alan üzerine kurulu bulunan Balasagun şehrinden günümüze kadar kalan tek değer Burana Minaresi ve çevresinde bulunan bazı tarihi yapılardır.

Kırgızistan’da görülmeye değer tarihi eserlerden birisi de ülkenin Çin sınırında Ata Başı bölgesinin 78 kilometre batısında bulunan Taş-Rabat adlı yapıdır. Sağlam duran taş anlamına gelen Taş-Rabat Orta Asya’nın kesme taştan yapılmış tek binasıdır.

Uzgen minaresi de Burana minaresi gibi, Orta Asya’da görülen minarelerin tipik bir örneğidir. 17 metre uzunluğunda olan minare günü-müze kadar bozulmadan kalabilmiştir. Minare Uzgen şehrinin Karahanlılar’a başkent olduğu bir dönemde, 11.yy’da yapılmıştır.

Süleyman Tepesi, Oş şehrinin tam ortasında bulunması ve hemen göze çarpması nedeniyle en çok gezilen tarihi değerlerden biridir. Süleyman Tepesi’ndeki bir mağara içerisinde bulunan taş aletlerden ve duvar resimlerinden bölgenin tarihinin M.Ö. 4000-5000 yıllarına kadar gittiği tahmin edilmektedir.

 

 
Bu sitede bugün 6 ziyaretçikişi burdaydı!
Copyright © Telif Hakkı Tamamen Saklıdır 2007-2017
Kopyalanamaz Emeğe Saygı
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol